20 Temmuz 2014



Düşerken bombalar Gazze'ye.
Sabır beni terk etti...(Rafif Ziyade )

Dünyanın gündeminde! yer alan Gazze konusunu hakkında her kesimden insanın olduğu kadar
benim de bir kaç fikrim var. Elbette yazarlar içerisinde bulunduğu toplumdan soyutlanmamalı
kendisini toplum üzeri görmemelidir. Onun içindir ki Gezi Parkı olayları kadar dünya gündeminde
yer etmeyen fakat, bizim kendi öz sorunumuz olarak gördüğümüz, İsrail'in soykırım yaptığı Filistin
meselesine değinmek toplumu aydınlatıcı bilgileri paylaşmak gerekliliğine inanıyorum.

Peki ne idi bizi Filistin konusuna bu kadar sahiplendiren? 18. da meydana gelen
Sanayi inkılabıyla gelişen sömürgecilik anlayışına, günümüzde hala ulaşamayan bir Türkiye olarak
Filistin'in zengin doğal gaz yataklarına göz dikmiş olamayız değil mi ? Ya da asırlarca hüküm
sürdüğümüz İpek yolu ticaretinin yeniden canlanmasını, ardından da Kuzey Afrika'ya açılan kapısı
olan Filistin'i egemenlik altına alıp Tekrar Afrika'ya hükmetmek mi istiyoruz yoksa?

Osmanlı Devleti  varlığını devam ettiriyor olsaydı, yukarıda sorduğum soruların kesinlikle cevabı evetti.
Çünkü 1516 Mercidabık savaşında sonra feth edilen Filistin, elden çıkan Osmanlı topraklarından
içerisinde Kudüs'ü barındırması sebebiyle en önemlisi olarak ön plana çıkmaktaydı. Lakin konunun önemi kanaatimce bu sebepten ileri gelmemekteydi.

        Türkiye devleti olarak, Bozkır kökenli Türk İnsanı olarak hepimizin yapısında yer alır mazlumun yanında olmak düşüncesi. Bu meselede bizi Filistin tarafında olmaya iten sebeplerden sadece biriydi. Yüce dinimiz İslamiyet de bunu emretmez mi?  "Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur.  Sonra yardım da göremezsiniz.” (Hud, 113) ayetinin bir gereğidir Filistin'e destek vermek.

  I. Dünya savasına kadar birlikte yaşadığımız Filistin halkı üzerinden idaremiz,
irademiz dışında çekilince orada baş gösteren sorunlar, mazlum Filistin halkının yanında yer almamıza
sebebiyet verdi. Malumatınız-dır ki Filistin'de bir Müslüman devlettir. Hucurat 10. ayette der ki
"İnnemel mû’minûne ihvetun (bütün müminler kardeştir)" öyleyse kardeşlerimize yapılan bu barbarlığa, göz yummak olur mu?

Biz Filistin'e karşı böyle duygular beslerken peki Filistin Halkı Türkiye için ne der hiç
düşündük mü ? İşte bu sorunun cevabını bize Halid Meşal verdi. Ne zaman mı ? 30 Eylül 2012 Ak Parti
4. Olağan Büyük Kongresinde yaptığı konuşmasıyla. Merak edenler bu konuşmaya internetten ulaşabilir.
Değinmek istediğim nokta şu. Hamas lideri Meşal'in şu cümleleri Türkiye- Filistin ilişkilerinin ne olduğunu acıkça ortaya koyar. Meşal " Nasıl ki Çanakkale'de Gazze'li şehit, Tüm Türkiye halkının şehidi ise, Mavi Marmara şehitleri de Tüm Filistin Halkının öz kardeşi ve kendi şehitleridir." diyor. Bu iki ülkenin kardeşliği  bu kutsal dava uğruna akan şehit kanlarıyla yoğrulmuştur. Peygamber Efendimiz (sav) der ki "Elinizden gelen ne ise onu yapınız" onun içindir ki  kimse bizden Filistin konusunda susmamızı, göz yummamızı, yapılanları sineye çekmemizi beklemesin.

             Sözlerimi Başbakan Erdoğan'ın şu cümleleriyle tamamlamak istiyorum. "Herkes sussa, herkes gözünü yumsa, herkes sırtını dönse bile biz Türkiye olarak Filistin'e  Filistin halkına, Gazze'ye sırtımızı dönmeyecek, gözümüzü yummayacak, Gazze için haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkur ederiz. En kısa zamanda yorumunuz incelenip yayınlanacaktır.